Avrupa'da ise bizde alışılan X futbolcu Q takımının oyuncusudur yada futbolcu futbolu bıraktığında X takımıyla anılırın haricinde transfer ve taraftar baskısı daha azdır. Sezon devam ederken başka bir kulüple "kurallar çerçevesinde" anlaşmak taraftarlar ve kulüpler açısından çok normaldir.
Avrupa kulüpleri arasında İnter ve Milan kulüpleri arasında sıkça oyunculara değişse de Bayern Münih - Dortmund kulüpleri arasında Bosman Kuralı ile oyuncu transferinin en belirgin 2 örneği Mario Götze ve Lewandowski.
Mario Götze |
Lewandowski |
Bu iki futbolcuya Kulüplerin ve taraftarların kısa süreli tepkisi olsa da bu durum kısa sürmüş ve "profesyonellik" devreye girip yeni takımlarıyla tam anlamıyla uyum sağlamıştır.
Türkiye'deki durum ise Cenk Tosun'un transferiyle tekrar akıllara gelmiş ve "etik" tartışmalı başlayıp "profesyonellik" yine 2. plana atılmıştır. Bu transfer şekli Türkiye'de (Avrupada'ki yapılan şekliyle yapılması anlamında) ilk olmuş ve Yıllar önce büyük kulüplerin birbirinden yaptığı transferler ve diğer kulüplerden aynı oyuncuyu transfer etme hikayelerinin tekrar gündeme gelmesine sebep olmuştur.
Transfer sezonun kapanmasında 1. gün sonra olması ve sezonun kalan yarısında yeni kulübüyle ve şampiyonluk yarışında olan kulüplerle maçlar oynayacak olması da transferde bir çok spekülasyona yol açmıştır. Transferin bir diğer boyutu ise anlaşmanın gizli kalmasına rağmen fotoğrafların basına bir şekiilde sızması olmuş. Ayrıca transfer sonucu oyununun kazanacağı rakamın çok yüksek olması ise konuşulması gereken bir diğer konudur.
Kulüplerle anılan futbolcu olma veya büyük kulüplerin sembol futbolcusu olma kalıplarını kıramaya futbolcu ve taraftarların uzun bir süre bu şekilde yapılan transferlere alışamayacağı da tahmin edebilmesi güç olmayan bir durumdur. Profesyonel futbolda hiçbir futbolcu kulüpten üstün değildir ve futbolcular gelip geçer kulüpler baki kalır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder