Her takımın sevdiği ve sevmediği hakemler vardır. Aslında bu durum profesyonel liglerdeki hakemleri etiketlemek için bir araçtır. X hakemin yönettiği 10 maçta 5 maç kazandık şeklinde değerlendirme kulüpler açısında önemli bir istatistik olsa da, hakem açısından pek bir önemi yoktur. Ama hakemlerin tarzı ve oyunu okuma konusundaki fark olumlu yönde kullanılabilir. Yine bir örnek verecek olursak. Hakemlerin bir kısmı sert oyuna farklı değerlendirir ve maçın devam etmesi için oyunu kesmeyebilir. İşte bir fark kulüpler için yönettiği maçlardan şu kadar maçı kazandıktan ziyade daha önemlidir.
Yazının başında da değindiğim gibi hakemin taraftarı yoktur. Hakemler Derneği (TFFHGD) ve Hakem Kurulları da hakemler için milyonlarca taraftarı olan büyük kulüplere karşı önemli bir etki göstermez. Yapılan hatalarda hakemler dinlendirilir ve veya klasmanlara ve alt liglere doğru yolcuğu başlar.
Zor kazanılan ve çabuk kaybedilen hakemlerde başka bir sorun ise eğitimdi. TFF sitesinde internet üzerinden (online) başvuru yapıp kısa bir eğitim ve birkaç sınav ile amatör liglerden başlayıp hakem olunabiliyordu. Bu sistem sonucu amatör liglerden itibaren maç yöneten hakemlere karşı ön yargılı bakış açımızın oluşmasının nedenlerinden biri olmuştur. Kısa bir süre Önce bu sistem değişip olması gereken akademik eğitim sistemi başlasa da bunun meyvelerini almak için önümüzde daha çok zaman var.
Kısaca toparlayıp bitirecek olursak, uluslararası maç yöneten hakemlerimizin bile bu maçlardaki hatalarını bulup eleştirirsek, diğer ülkelerdeki hakemlerin aldığı ücretlere göre maç için neredeyse en düşük ücreti verirsek, en küçük hatalarda bile hakemlerin kellesi uçarsa!, hakemlere uygun eğitim vermeden hakem seçmek için kriterlerle göre davranmazsak oynadığımız futbolu ve hakemlerimizi başarılı seviyeye getiremeyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder